Psikolog Elifcan AYAZ'ın, İÜHF mezunları toplantısında açıkladığı Arabuluculuk Uygulamalarına ilişkin görüşleri


12.10.2024

Merhaba,

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1975-1980 dönem mezunları geleneksel toplantısında, siz değerli hukukçularımızın, yaklaşık yarım asır önce lisans eğitimlerini tamamladığı 4. Sınıf amfisinde, arabuluculuk uygulamalarına ilişkin görüşlerimi, sizlerle paylaşmak üzere kürsüye çıkmış bulunmaktayım. 

Öncelikle böylesine güzel bir organizasyon için emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarak sözlerime başlamak istiyorum.

Hukuk ve Psikoloji, farklı disiplinlerdir. Ancak hukuki uyuşmazlıklar söz konusu olduğunda, bu iki alanın, karşılıklı olarak etkileşim içerisinde olduğu görülmektedir.

Arabuluculuk süreci, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların hızlı, etkin ve barışçıl yollarla çözülmesini amaçlayan önemli bir mekanizmadır. Ancak bu süreç, tarafların yalnızca hukuki argümanlarına değil, aynı zamanda onların duygusal, psikolojik ve sosyal dinamiklerine de dayanmaktadır. 

Psikologlar, 6325 sayılı yasanın 15/2, 15/3 ve 15/6 hükümleri çerçevesinde  uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişi olarak talep halinde müzakere sürecinde  yer alabilmektedir. Aynı yasanın 4. Maddesinde belirtilen gizlilik ilkesi, süreçte yer alanların tamamı için bağlayıcıdır.

Bu noktada, psikologlardan arabuluculuk süreçlerinde destek alınması kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Aile Hukuku Uyuşmazlıklarında, Uzman Psikoloğun  süreçte yer alması, bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

Aile Mahkemelerinde görev alan adli psikologların temel görev ve mahkeme sürecine katkıları daha farklı olup arabuluculuk sürecine katılacak psikologlar ise, uyuşmazlığın çözümü ve tarafların anlaşmasına, aşağıda kısaca özetlenen  katkıları sağlayabileceklerdir.

Aile Hukuku Uyuşmazlıklarına ilişkin Arabuluculuk süreçlerinde yer alan Psikologlar, tarafların duygularını anlamlandırmalarına yardımcı olur ve bu duyguların sağlıklı bir şekilde ifade edilmesini sağlar. 

Bunun yanı sıra psikologlar, empatiyi teşvik ederek taraflar arasında sağlıklı bir diyalog kurulmasına olanak tanır. Tarafların duygusal ihtiyaçlarını kavramalarını sağlamak için empatiyi güçlendirir ve tarafların birbirlerinin perspektifini daha iyi anlayarak çözüm sürecine daha açık hale gelmelerini sağlar. 

Aile Hukuku Uyuşmazlıklarında yapılacak Arabuluculuk sürecinin önemli bir unsuru da çocukların yüksek yararının gözetilmesidir. Aile uyuşmazlıklarında, psikologlar çocukların duygusal durumlarını değerlendirir ve onların süreçten nasıl etkilendiklerine dair kapsamlı bir analiz sunar. Çocukların yaşlarına, gelişim seviyelerine ve duygusal ihtiyaçlarına uygun çözümler üretmek, psikologların uzmanlık alanlarından biridir.

 Yoğun stres altında olan bireyler, sağlıklı kararlar almakta zorlanabilir. Psikologlar, taraflara duygusal destek sağlayarak sürecin daha yapıcı ve dengeli bir şekilde ilerlemesini sağlar. Bu, tarafların gelecekteki ilişkilerini ve özellikle çocuklarıyla olan bağlarını güçlendirmeleri açısından da son derece önemlidir.

Sonuç olarak, psikologların aile hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuk sürecinde yer alması, taraflar arasındaki çatışmaların çok boyutlu bir perspektifle ele alınmasını, daha derinlemesine bir anlayış geliştirilmesini ve kalıcı çözümler üretilmesini sağlar. Bu nedenle, psikologların arabuluculuk süreçlerinde etkin bir rol üstlenmesi, sürecin başarısını artıran kritik bir unsur olarak değerlendirilmelidir.

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve mevzuatı çerçevesinde Aile Hukuku Uyuşmazlıkları, arabuluculuk yöntemiyle çözülebilecek uyuşmazlık türlerinden ise de, henüz dava şartı olarak düzenleme yapılmamış olması, uyuşmazlık taraflarının, arabuluculuk sürecine başvuruda  isteksiz davranış sergilemelerine neden olmaktadır. Uygulamadan kaynaklı problemler de aile yapımızı ve ailenin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. 

Kısaca anlatılan nedenlerle aile uyuşmazlıklarının da, dava şartı kapsamına alınması ve aile hukuku uyuşmazlıklarına özgü olmak üzere süreçte arabulucu ile birlikte psikologların da yer alması yönünde yasal düzenleme yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.

Katkı ve katılımlarınız için teşekkür eder, saygılar sunarım. 

Elifcan AYAZ
Psikolog