Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri ve Arabuluculuk Uygulamalarına ilişkin Şablon Belge ve Tutanak Örnekleri, https://arabulucuyuz.biz.tr linki üzerinde üye erişimine açık bulunmaktadır.
Merhaba;
Arabuluculuk başvurularında, UYAP üzerinden başvuru yapılabilmesine olanak sağlayan düzenlemeden önce, sadece fiziki başvuru yapılabildiği için farklı arabuluculuk büroları, farklı şablonlarda hazırladıkları "Başvuru Formu" ile dosya kaydı oluşturmakta idi. Fiziki başvurularda, halen "Başvuru Formu" kullanılmaktadır.
UYAP portal üzerinden arabuluculuk başvurusu yapılabilmesine olanak sağlayan teknik çalışma sonrası, avukat portal üzerinden avukatların, e-imzalı dilekçe ve vekalet eklemek suretiyle başvuru yapabilmeleri sağlanmıştır.
Başvurucu, e-imza kullanıyor ise vatandaş portal üzerinden başvuru yapabilmektedir.
https://arabulucuyuz.biz.tr adresinde "Başvuru Aşaması" klasöründe paylaşılan "Arabuluculuk Başvuru Dilekçesi", 6325 sayılı HUAK 13. madde kapsamında yapılacak "ihtiyari arabuluculuk başvurusu" olarak tanımlanan başvurular ve "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında yapılacak diğer tüm başvurular için hazırlanmıştır.
Dilekçedeki "BAŞVURU KONUSU ve UYUŞMAZLIĞIN ÖZETİ" Bölümüne, "Başvuru Konusu ve Uyuşmazlığın Özeti Şablonları"nda da paylaşılan, ve burada yer verilen başvurunun dayanağı yasa maddesini içeren paragraf ile birlikte uyuşmazlık özetinin belirtilmesi yeterli olacaktır.
Başvuru Konusu ve Uyuşmazlığın Özeti Şablonları
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 13. madde kapsamında başvuru yapılmış olup;
Miras bırakanın bir kısım taraflar lehine sağlar arası tasarruf ile yaptığı kazandırmaların terekeye iadesine yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_____________________________________________________________________
İşçi-İşveren Uyuşmazlığı, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3. Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
İşçilik Alacakları/Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Fazla Çalışma Alacağı, Yıllık İzin Alacağı, Hafta Tatili Alacağı, UBGT Alacağına yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_____________________________________________________________________
İşçi-İşveren Uyuşmazlığı, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3. Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
İşe İade Talebi, Boşta Geçen Süre Ücreti, İşe Başlatmama Tazminatı, İşçilik Alacakları/Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Fazla Çalışma Alacağı, Yıllık İzin Alacağı, Hafta Tatili Alacağı, UBGT Alacağına yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
____________________________________________________________________
Ticari Uyuşmazlık, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 5/A Maddesi ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
Taraflar arasında ... Poliçe numaralı sigorta sözleşmeleri/FFL sorumluluk sigorta sözleşmeleri kapsamında ... plakalı araç ile taşınan ve ... tarihinde alıcısına hasarlı teslim edilen yükte oluşan hasar bedelinin rücuen tazmin ve tahsiline yönelik İcra Müdürlüğü .../... E. sayılı dosyası ile yaptığımız icra takibi ve diğer tarafların takibe ve borca itirazları üzerine itirazın iptali davası açılması öncesinde rücuen tazmin ve tahsile. yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_____________________________________________________________________
Tüketici Uyuşmazlığı, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 73/A Maddesi ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
Tüketici kredisi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar nedeniyle kredi borçlusu mirasbırakan ... mirasçıları aleyhine ... İcra Müdürlüğü .../... E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibi üzerine mirasçıların, borca ve takibe itirazı nedeniyle itirazın iptali davası açılması öncesinde alacağın tahsiline yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
___________________________________________________________________
Kira Uyuşmazlığı, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/B Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
İhtiyaç nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ve taşınmazın tahliyesi, ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesine yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_____________________________________________________________________
Taşınır ve taşınmazların paylaştırılması ve ortaklığın giderilmesi, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/B Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
Tarafların paydaş bulundukları .. İli ... İlçesi, .. Parsel, ... Parsel, ... Parsel sayılı taşınmazların paylaştırılması ve ortaklığın giderilmesine yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_____________________________________________________________________
Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlık, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/B Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
Ortak gider ve avans ödemelerinin yapılmasına yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
__________________________________________________________________
Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlık, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/B Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
Üst kat komşusu taşınmazdan su sızıntısının önlenmesi ve sızıntı nedeniyle taşınmazımızda oluşan zararın ödenmesine yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_____________________________________________________________________
KARMA UYUŞMAZLIK
- Ticari Uyuşmazlık, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 5/A Maddesi ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk",
- Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlık, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/B Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" ve
- Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlık, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/B Madde ile düzenlenen "Dava Şartı Arabuluculuk" kapsamında başvuru yapılmış olup;
Haksız rekabet nedeniyle maddi tazminat (ticari), ana taşınmazın ortak alanlarına eşya konulmaması (KMK) ve gürültü yapılmamasına (Komşu Hukuku) yönelik taleplerimiz, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özetini oluşturmaktadır.
_________________________________________________________________________________
Uyuşmazlık özeti belirtilirken, uyuşmazlığa konu hukuki ilişki ve taleplerinizin, diğer taraf/taraflarca anlaşılabilir ve kısa şekilde yazılması yeterli olup başkaca bir belge eklenmemesi ve uyuşmazlığın parasal değerinin belirtilmemesi önerilmektedir. Arabuluculuk süreci aşamalarında, tarafların talepleri çerçevesinde başvuru dosyası ve müzakere sürecine uyuşmazlık konuları eklenebildiği gibi HUAK 4. ve 5. Maddeleri kapsamında bilgi ve belge paylaşımı da yapılabilmektedir.
Dava Şartı Arabuluculuk konu ve alanları genişlemiş olmakla birden fazla uyuşmazlık konu ve alanına giren uyuşmazlıkların da başvuru konusu olabileceği öngörülmekte olup uyuşmazlık özeti şablonlarında "Karma Uyuşmazlık" olarak paylaşılan şablonda olduğu gibi aynı binanın girişinde bulunan ve aynı işi yapan, örneğin cafe olarak işletilen iki ticari işletmeden birinin, haksız rekabet oluşturan eylemleri ticari uyuşmazlık, ortak alanları, masa sandalye vb eşya koymak suretiyle işgal etmesi ve ortak kullanımı engellemesi kat mülkiyeti uyuşmazlığı, yüksek seste müzik yayını yaparak gürültü kirliliği oluşturması komşu hukuku uyuşmazlığı olarak nitelendirilebilir.
Karma uyuşmazlıkların varlığı halinde aynı başvuru dosyası üzerinden arabuluculuk müzakerelerinin yapılması, usul ekonomisine uygun olacağı gibi sürecin, daha verimli geçmesini sağlayacaktır.
Esasen arabuluculuk uygulamalarında, başvuruda belirtilen konuya ilişkin hukuki alanın dışında, örneğin işçi işveren uyuşmazlığı olarak oluşturulmuş bir dosyanın müzakere sürecinde, geleceğe odaklı anlaşmalar gerçekleştirilerek ticari nitelikte bir bayilik sözleşmesi veya tedarik sözleşmesi kurulabilmektedir.
Ancak karma uyuşmazlıklarda, özellikle anlaşmama halinde, uzmanlık ve özel uzmanlık alanları uygulaması, problem oluşturacak gibi görünmektedir.
Uzmanlık ve özel uzmanlık alanları uygulamasının, arabuluculuğa katkı sağlamadığı, aksine zarar verdiği düşüncesinde olduğumu, konuya yönelik görüşlerimin, ilerleyen aşamalarda paylaşılacağını belirtmek isterim.
Dava Şartı Arabuluculuk düzenlemesi içeren yasalardaki ilgili madde metinleri, portalımızın "Başvuru Aşaması" klasöründe paylaşılmaktadır.
Başvurudan önce vekaletinizde, 6100 sayılı HMK 74. Maddenin aradığı "alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuru" yetkisi ile birden fazla vekil tayin edilmiş ise münferit temsil yetkisinin bulunup bulunmadığını kontrol etmenizi, yetkilerin bulunmaması halinde hak kaybı ve sorumluluk yaşanmaması için müvekkilinizden uygun yetki içeren vekalet talep etmenizi önermekteyiz.
"Arabuluculuk Bürosu" satırına, anlaşmama halinde yetkili ve görevli olduğunu düşünerek davanızı açacağınız Adlî Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Yargı Alanındaki Arabuluculuk Bürosunun adını yazmanız önerilmektedir.
Arabulucunun, dilekçenizde bildireceğiniz iletişim bilgilerini esas alarak müvekkiliniz dahil tüm tarafları bilgilendirme yükümlülüğü olduğundan dilekçede "Taraf Bilgileri" sütununda yer alan bilgilerin, eksiksiz ve doğru verilmesinde fayda bulunmaktadır.
Diğer taraf sayısı birden fazla ise Diğer Taraf 1, Diğer Taraf 2... Şeklinde sıralanması, taraflardan biri, miras şirketi, elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz paydaşları veya adi ortaklık ise mirasçı, paydaş veya ortak sayısı gözetilmeksizin tek taraf olarak belirtilmesi önerilmektir.
Arabuluculuk sürecinde, tarafların talepleri çerçevesinde arabulucu, başvuru dosyasına taraf ekleyebilir. Süreç içerisinde başvuru dosyanız, bir başka meslektaşımız tarafından takip edilmek istendiğinde, vekalet örneğini arabulucuya ileterek UYAP vekil kaydının yapılmasını sağlayabilirsiniz.
Diğer taraf/taraflardan biri;
Kamu kurumu ise, https://detsis.gov.tr/ linkinden DETSİS numarasını,
Firma ise, https://mersis.gtb.gov.tr linkinden Vergi Dairesi, Vergi Numarası ve MERSİS numarası ile aktif olup olmadığını sorgulayabilirsiniz.
Diğer taraf/taraflardan birinin, birleşme veya devralma suretiyle veya başka bir şekilde terkin edilip edilmediğini, tasfiye halinde olup olmadığını, https://www.ticaretsicil.gov.tr linkinden sorgulayabilir, ihtiyaç duyabileceğiniz sicil gazetesi örneklerini alabilirsiniz.
Faydalı olması dileğiyle,
Arb. Av. İlhami AYAZ
Başvuruda Belirtilen Uyuşmazlık Konusunun, Dava Şartı Kapsamında Olup Olmadığı ve Tür Değişikliğine İlişkin Değerlendirme
Arabuluculuk uygulamalarında, anlaşmama halinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabulucu ücretine ilişkin sarf kararı yazılmasında, genel olarak Sulh Hukuk Mahkemeleri, uyuşmazlığın dava şartına bağlı olup olmadığı veya açılacak davada görevli mahkemenin hangisi olduğu yönünde bir değerlendirme yapmaksızın sarf kararlarını yazdığı halde az sayıda da olsa bazı Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava şartı ve mahkemenin görevine ilişkin değerlendirme yaparak arabulucu ücretinin ödenmemesi yönünde kararlar verdiklerinden bu konularda "başvurunun dava şartına bağlı olup olmadığı ve türü (mahkemenin görevi) konusunda arabulucunun karar verebileceğine ilişkin görüşler ortaya çıkmış ve bazı arabulucu meslektaşlarımız, bu görüşlere göre hareket etmektedirler.
Bir dava şartı arabuluculuk başvuru dosyasında görevli arabulucunun, uyuşmazlığın dava şartı kapsamında olmadığı görüşü ile tür değişikliğine gitmesi ve süreci sonlandırması veya mahkemelerin görev alanını belirleyecek şekilde uyuşmazlığın türünün değiştirilmesi işlemlerinin, yargısal yetkinin kullanılması anlamına geleceği düşüncesindeyim.
Arabulucunun, tür değişikliğine giderek sürece devam etmemesi durumunda görevi ihmal etmiş olacağı, arabulucunun tür değişikliği yönlendirmesi doğrultusunda başvurucu tarafından açılacak bir davada, görev konusunda yargılamanın her aşamasında ve dava şartı yönünden de farklı bir karar verilebileceği, bu durumda tarafların zararlarının oluşabileceği, dava sürecinin alacağı zaman süreci sonunda müddeabihin tahsil kabiliyetinin de kalmayabileceği, zarar görenlerin, illiyet rabıtası (sebep-sonuç ilişkisi) nedeniyle arabulucunun hukuki sorumluluğu yoluna giderek tazmin talebinde bulunabilecekleri gibi cezai sorumluluk yoluna da gidebilecekleri düşüncesindeyim.
Arabulucunun, mahkemelerin görevini belirleyecek şekilde tür değişikliği yönünde görüş bildirmesi ve başvurucu tarafı yönlendirmesi, arabulucunun tarafsızlığı ilkesine de aykırı olup bu durumda taraflardan birine hukuki yardım yaptığı gerekçesiyle diğer tarafın şikayet hakkını kullanması da gündeme gelebilecektir.
İleride hak kayıpları yaşamamak, yargılama süreci yerine, taraflar arasında geleceğe dönük işbirliği imkanlarını müzakere sürecinde sağlayabilmek, hiç olmazsa diğer tarafın da uyuşmazlık ile ilgili görüş ve düşüncelerini öğrenmek üzere dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulmasını, basiretli bir davranış olarak görüyorum.
Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması halinde görevli mahkemede dava açıldığında, uyuşmazlığın dava şartına tabi olmadığından bahisle yargı giderlerinden olan Arabuluculuk ücretinin davalıya yüklenmesi yerine, davacı taraftan alınmasına dair karar verilebileceği izahtan varestedir.
Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 2 saatlik arabuluculuk ücretinin miktarı ile Arabuluculuğa başvurulmaması halinde üstlenilen risk ve Arabuluculuk sürecinde umulan faydalar bir bütün olarak mukayese edildiğinde, 2 saatlik arabulucu ücretini yüklenme riskinin, başvurucu yönünden daha fazla tercih edilebilir olacağı da anlaşılmaktadır.
Öte yandan sarf kararlarının yazılmasında en fazla öne çıkan konulardan biri, ücret tarifesinde saat ücretlerinin, uyuşmazlık konularına göre farklı şekilde belirlenmiş olmasıdır. Anlaşma halinde nispi tarifeye göre hesaplanacak ücretler yönünden bir ayırım bulunmadığı halde anlaşmama halinde uyuşmazlığın türüne göre farklı maktu ücretler belirlenmesi, bir kısım Sulh Hukuk Mahkemelerinin, görevi ve yetkisi olmadığı halde uyuşmazlık türü yönünden görevli mahkemeyi belirleyerek sarf kararı vermemelerine sebep olmaktadır.
Bu uygulamalar, arabulucunun ve tarafların telafi edilemeyecek sorumluluk ve zararlarına sebep olabileceğinden asgari ücret tarifesinde uyuşmazlık türüne göre farklı saat ücretleri uygulamasından vazgeçilmesi ve tüm uyuşmazlık konuları için nispi tarifede olduğu gibi aynı saat ücretinin esas alınmasını önermekteyim. Dava şartı arabuluculuk konularının genişlemesi ile karma uyuşmazlıklar ile de karşılaşılabilecek olması dikkate alındığında saat ücretlerinin, tüm uyuşmazlıklar için aynı tutar olarak belirlenmesi zorunluluğu olduğu düşüncesindeyim.
Başvuruda Belirtilen Uyuşmazlık Konusunun, Arabuluculuğa Elverişli Olup Olmadığına İlişkin Değerlendirme
Arabuluculuk Başvuru Dilekçesinde, ilk bakışta arabuluculuğa elverişli olmayan bir uyuşmazlık belirtilmiş olsa dahi ilgili tarafların katıldığı bir müzakere süreci içinde müzakerelerin, başka alanlara evrilmesi ve konunun değişmesi ile tarafların, arabuluculuğa elverişli alan ve konularda anlaşabilmelerinin ihtimal dahilinde olduğu, mesleki tecrübelerimizden anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığından bahisle müzakere sürecine başlanmadan süreci sonlandırmak yerine, arabuluculuk uygulamalarının zenginleştirilmesi ve uzlaşma kültürünün yerleşmesi ve daha pek çok faydayı sağlamak üzere sürece ve müzakerelere devam edilmesini, arabulucunun görevi olarak değerlendiriyorum. Ancak müzakere sürecinin sonunda arabuluculuğa elverişli bir anlaşma metni oluşturulamadığı takdirde uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığından bahisle sürecin sonlandırılabileceği görüşündeyim. 21.09.2023
Arb. Av. İlhami AYAZ
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu
Dava Şartı Arabuluculuk Düzenlemesi
Bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/B- (1) Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır:
a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariçolmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar.
(2) Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenir.
(3) Bu madde kapsamında düzenlenen anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olup bu şerh taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından taşınmazın bulunduğu yer, diğer anlaşma belgeleri bakımından ise arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden alınır. Mahkeme taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetler; bukapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir ve gerektiğinde duruşma açabilir.
(4) Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin verilmesiyle ilgili diğer hususlar hakkında 18 inci madde hükmü uygulanır.”
Milletlerarası sulh anlaşma belgelerinin icrası
MADDE 17/A- (1) 25/2/2021 tarihli ve 7282 sayılı Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunla kabul edilen Sözleşme kapsamında arabuluculuk sonucu düzenlenen sulh anlaşma belgelerinin yerine getirilmesi için icra edilebilirlik şerhinin asliye ticaret mahkemesinden alınması zorunludur.
(2) İcra edilebilirlik şerhi, tarafların kararlaştırdıkları yer mahkemesinden, kararlaştırdıkları yer yoksa sırasıyla karşı tarafın Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesinden, sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.
(3) İcra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin inceleme dosya üzerinden, Sözleşme hükümleri ile 18 inci madde hükmüne göre yapılır. Mahkeme, gerektiğinde gerekçesini de göstererek duruşma açabilir.”
Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuk
MADDE 17/B- (1) Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişlidir.
(2) Birinci fıkra kapsamındaki uyuşmazlıklarda, tarafların yazılı olarak kararlaştırması ve arabulucunun bu kararı tutanak altına alması halinde arabulucunun talebiyle, arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren üç ayı geçmemek üzere tasarruf yetkisinin kısıtlandığına dair tapu siciline şerh verilir. Bu şerh, tarafların anlaşamaması veya tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması halinde arabulucunun talebiyle, üç aylık sürenin sonunda ise kendiliğinden kalkar.
(3) Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazın devri veya taşınmazüzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenir.
(4) Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olup bu şerh taşınmazın bulunduğuyer sulh hukuk mahkemesinden alınır.
Mahkeme yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetler; bu kapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir ve gerektiğinde duruşma açabilir.
(5) Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin verilmesiyle ilgili diğer hususlar hakkında 18 inci madde hükmü uygulanır.”
Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
MADDE 18/A-(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
(3) Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabuluculardan bu madde uyarınca arabuluculuk yapmak isteyenleri, varsa uzmanlık alanlarını da belirterek, görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına göre listeler ve listeleri ilgili komisyon başkanlıklarına bildirir. Komisyon başkanlıkları, bu listeleri kendi yargı çevrelerindeki arabuluculuk bürolarına, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirecekleri sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderir.
(4) Başvuru, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.
(5) Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.
(6) Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların resmî kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.
(7) Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. “Avukatı bulunsa bile asıl tarafı da bilgilendirir.” Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.
(8) Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yetkiye ilişkin belgeleri sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda en geç bir hafta içinde yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder. Mahkeme kararı büro tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve dokuzuncu fıkrada belirtilen süreler yeni görevlendirme tarihinden başlar. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir. Yetkili büro, beşinci fıkra uyarınca arabulucu görevlendirir.
(9) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
(10) Arabulucu; taraflara ulaşılamaması veya taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması ya da tarafların anlaşması yahut tarafların anlaşamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.
(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.
(15) Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.
(16) Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir kararı verilmesi hâlinde 6100 sayılı Kanunun 397 nci maddesinin birinci fıkrasında, ihtiyati haciz kararı verilmesi hâlinde ise 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dava açma süresi, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar işlemez.
“Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından sonra, başvuran taraf aleyhine uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak icra takibi yapılması durumunda, başvuran tarafın bu takibe karşı son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde 2004 sayılı Kanunun 72 nci maddesi uyarınca menfi tespit davası açması ve talep etmesi halinde 2004 sayılıKanunun 72 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.”
(17) Arabuluculuk görüşmeleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabulucuyu görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülür.
(18) Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.
(19) İlgili kanunlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin kabul edilen özel hükümler saklıdır.
(20) Bu bölümde hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır.
Arabuluculuğun sona ermesi
MADDE 17 – (1) Aşağıda belirtilen hâllerde arabuluculuk faaliyeti sona erer:
a) Tarafların anlaşmaya varması.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.
(2) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.
(4) Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir.
Tarafların anlaşması
MADDE 18 – (1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
(3) İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılır. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.
(4) Kanunlarda icra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kılındığı haller hariç, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.
(5) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununda
Dava Şartı Arabuluculuk
Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 3- (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. “Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır.”
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
(3) İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(4) Arabuluculuk Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabuluculardan bu madde uyarınca arabuluculuk yapmak isteyenleri, varsa uzmanlık alanlarını da belirterek, görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına göre listeler ve listeleri ilgili komisyon başkanlıklarına bildirir. Komisyon başkanlıkları, bu listeleri kendi yargı çevrelerindeki arabuluculuk bürolarına, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirecekleri sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderir.
(5) Başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.
(6) Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.
(7) Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.
(8) Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.
(9) Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerini sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder. Mahkeme kararı büro tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve onuncu fıkrada belirtilen süreler yeni görevlendirme tarihinden başlar. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir. Yetkili büro, altıncı fıkra uyarınca arabulucu görevlendirir.
(10) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
(11) Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.
(12) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(13) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir.
(14) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(15) Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.
(16) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.
(17) Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.
(18) Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.
(19) Arabuluculuk görüşmeleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabulucuyu görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülür.
(20) 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda düzenlenen gazeteci ile 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununda düzenlenen gemiadamı, bu madde kapsamında işçi sayılır.
(21) Bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanır.
(22) Arabuluculuğa başvuru usulü, arabulucunun görevlendirilmesi ve arabuluculuk görüşmelerine ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda
Dava Şartı Arabuluculuk ve Ticari Davalar
Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
MADDE 5/A-
(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
TİCARİ DAVALAR:
MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri bir milyon Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. (Ek cümle: 28/3/2023-7445/30 md.) Bu fıkrada belirtilen parasal sınır, 6100 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre artırılır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Dava Şartı Arabuluculuk Düzenlemesi
Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
MADDE 73/A-
(1) Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
c) 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar
d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar
(2) 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin onbirinci fıkrası tüketici aleyhine uygulanmaz.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hâlinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Ancak belirtilen hâllerde arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre iki saatlik ücret tutarını geçemez.
(4) Arabuluculuk faaliyeti sonunda açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması hâlinde arabuluculuk ücreti, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.
Dava Şartı Olarak Arabuluculuktan İstisna Tutulan Davalar (73/6 ve 74. Madde)
MADDE 73-
...
(6) Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir.
MADDE 74- (1) Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütleri dava açabilir.
(2) Satışa sunulan seri malın ayıplı olduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmesi hâlinde, mahkeme ayıbın niteliğine göre malın satışını geçici olarak durdurma veya ayıbı giderme kararları verebilir. Üretici veya ithalatçı mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren en geç üç ay içinde malın ayıbını ortadan kaldırmakla yükümlüdür. Malın ayıbının ortadan kalkmasının imkânsız olması hâlinde mal, üretici veya ithalatçı tarafından toplanır veya toplattırılır. Toplatılan mallar taşıdıkları risklere göre kısmen veya tamamen imha edilir veya ettirilir. İmha edilen malla ilgili tüketicinin dava ve tazminat hakları saklıdır.
(3) Satışa sunulan bir seri malın, tüketicinin güvenliğini tehlikeye sokan bir ayıp taşıması durumunda Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri saklıdır.
5488 Sayılı Tarım Kanununda
Dava Şartı Arabuluculuk Düzenlemesi
Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
MADDE 13) Bakanlık, tarım sektöründe sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli düzenlemeleri yapar. Sözleşmeli üretimi özendirmek üzere üreticilere, bu Kanunla belirtilen desteklerin verilmesinde öncelik tanınır.
Sözleşmeli üretim aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde yürütülür:
a) Sözleşmede yer alan tarafların haklarının korunması ve sorumluluklarının belirlenmesi için sözleşmenin taraflarında aranacak vasıflar, sözleşmeye konu ürünün teslim ve tesellüm koşulları, fiyat ve miktardaki değişim oranları, ayni ve nakdi avansın sınırları ile kapsamı ve benzer hususların da içerisinde olduğu sözleşme genel şartları tarımsal faaliyet alanlarına göre Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
b) Sözleşmeli üretimde irade serbestisi esastır. Ancak salgın hastalıklar, tarım ürünleri ticaretinde yaşanan gelişmeler karşısında arz güvenliğinin sağlanması, tarımsal üretimin iç veya dış talebe uygun olarak ayarlanması veya bitki ve hayvan sağlığının korunması amacıyla, ihtiyaç halinde Bakanlık tarafından belirlenen ürün veya ürün grupları bu madde kapsamında sözleşmeli olarak üretilir.
c) Bakanlık, sözleşmeli üretimin geliştirilmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi amacıyla sözleşmenin taraflarını ve kapsamını içeren kayıt sistemleri oluşturur ve sözleşmeler bu kayıt sistemleri kullanılmak suretiyle de düzenlenebilir.
ç) Tarımsal üretim sözleşmesine tabi ürünlere veya üretim varlıklarına sigorta yaptırılması zorunludur. Bakanlık sözleşmenin tarafı olan kişiler için de ilave sigortaların yaptırılması şartını getirebilir.
d) Tarımsal üretim sözleşmelerinde belirtilen mücbir sebepler haricinde sözleşme kapsamında üretilen ürünün alımından veya satımından vazgeçen üretici ya da alıcılar için ceza koşulu belirlenir. Ceza koşulu, alımından ya da satımından kaçınılan ürün miktarının sözleşmedeki bedelinin yüzde yirmisinden az ve yüzde ellisinden fazla olamaz. Et ve Süt Kurumunun taraf olduğu sözleşmelerde üretici için ceza koşulu bu bentte yer alan alt sınırdan daha az olarak belirlenebilir veya ceza koşuluna yer verilmeyebilir.
e) Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu uyuşmazlıklarda sözleşmeli üretim konusunda uzmanlık eğitimi almış olan arabulucular; bu eğitimi alanların bulunmaması durumunda diğer arabulucular görevlendirilir.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren iki hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. Bu bendin uygulanmasına ilişkin hususlar Tarım ve Orman Bakanlığının görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikte belirlenir.
f) Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda basit yargılama usulü uygulanır ve bu davalar ivedi olarak görülür. Bu sözleşmeden doğan davalar ile icra takiplerinde üretici, yapılacak tüm yargılama ve icra takip giderlerinden geçici olarak muaf tutulur. Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderler Devlet tarafından avans olarak ödenir. Ertelenen tüm giderler ile Devletçe ödenen avanslar dava ve takip sonunda haksız çıkan taraftan tahsil olunur.”
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu
Arabuluculuk Başvuru Düzenlemesi
Özel Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Arabulucuya başvuru
MADDE 13) (1) Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.
(2) Aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır.
(3) Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir. Bu konuda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334 ila 340 ıncı maddeleri kıyasen uygulanır.
Arabulucunun seçilmesi
MADDE 14) (1) Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.
Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi
MADDE 15) (1) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
(2) Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
(3) Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.
(4) Niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz.
(5) Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.
(6) Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.
(7) Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde arabulucu bir çözüm önerisinde bulunabilir.
(8) Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil eder. Komisyon, arabuluculuk müzakereleri sonunda gerekçeli bir rapor düzenler ve beş yıl boyunca saklar.
(9) Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, ancak Devlet aleyhine açılabilir. Devlet ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan üyelere ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.
(10) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.
Arabuluculuk sürecinin başlaması ve sürelere etkisi
MADDE 16) (1) Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(2) Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Arabuluculuğun sona ermesi
MADDE 17) (1) Aşağıda belirtilen hâllerde arabuluculuk faaliyeti sona erer:
a) Tarafların anlaşmaya varması.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
D) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.
(2) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.
(4) Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir.